Bulgaristan'ın, 1984-1989 yılları arasında Türklere yönelik uyguladığı asimilasyon politikasından kaçan yaklaşık 350 bin kişinin, "zorunlu göçü"nün üzerinden 30 yıl geçti.

Bulgaristan Komünist Partisi, Türkleri kendi tarafına çekebilmek için bazı imtiyazlar tanıdı ve eskiden olduğu gibi tekrardan Türkçe eğitime önem verdi. Bu süreç 1953 yılına kadar devam etti, ardından Türklere yönelik asimilasyon politikalarına başlandı!

-Türklerin pasaportuna "Türk" yazılmadı, bunun yerine "Bulgaristan Müslümanları" ibaresi konuldu.

-Komünist Partisi'nin kongresinde alınan kararlarla, tek ulusa geçilmek için 1956 yılında, Türklerin Bulgarlaştırılması konuşulmaya başlandı.

-1959 yılında da ilk çekişmeler başladı.

-Kültür devrimi adı altında kadınların başörtüsünün çıkartılması için baskılar yapıldı.

-Çocuklara sünnet yasağı getirildi.

-Orduda, Türkler önemli mevkilere getirilmiyordu!

-Türkler, daha çok tren yolu inşaatı gibi ağır işlerde çalıştırılıyorlardı.

-1970-74 yılları arasında Pomakların isimleri değiştirildi. Dünya kamuoyu onlara pek ses çıkarmadığı için devam ettiler.

-80'li yıllarda Romanların isimlerini de değiştirdiler.

-1984 yılının aralık ayına geldiğimizde Türklere yönelik isim değiştirme operasyonu başladı.

-1984 Aralık-1985 Şubat arasında Türk isimleri tamamen değiştirildi."

-İsim değişikliğine Türkiye’nin etkisiyle dünya kamuoyu tepki gösterdi.

-Bu uygulamalar 1989 yılına kadar devam etti. Türklere, Hıristiyan Bulgar isimleri verilmesinin ardından bazı şehirlerde yürüyüşler yapıldı.

-Barışçıl yürüyüşlerin amacı; Türk isimlerinin iade edilmesi, Türkçe konuşulması, okullarda Türkçe dersinin okutulması ve Müslüman adetlerinin uygulanmasıydı.

-Bulgar devleti, bu yürüyüşleri devlete karşı bir hareket gibi değerlendirdi. 

-Baskılar karşısında Bulgar Hükümeti göçe müsaade etti.

-Mayıs ayının sonunda başlayan ve sınırların kapatıldığı Ağustos ayına kadar, 350 bin kişi Türkiye'ye göç etti.